Tedarik Zinciri Sürdürülebilirliğinde Bütüncül Değerlendirmenin Önemi

Günümüzde iletişim teknolojilerindeki hızlı değişim, sürdürülebilirlik modellerinin her alanda uygulanmaya başlaması, rekabet avantajı yaratmanın öneminin her geçen gün artması işletmelerin tedarikçileriyle, tedarikçilerin işverenleriyle kurdukları ilişkileri şekillendirmekte ve stratejik iş birliklerinin kurulmasını sağlamaktadır. Dolayısı ile çağın gereği olarak çoklu katılımcısı olan ve bu katılımcıların birbirlerine operasyonel ve stratejik seviyede bağlı olduğu karmaşık yapılardaki tedarik zincirlerinin küresel alanda iş birlikçi ve müşteri odaklı bir şekilde değer yaratarak rekabet edebilmesi gerekmektedir.

Sürdürülebilir iş birlikleri kurulmasındaki en temel faktörlerden biri karşılıklı güven unsurudur. Bu nedenle işveren-tedarikçi arasındaki bilgi paylaşımındaki şeffaflık, birbirine güven unsuru ile bağlı ve sağlıklı bir risk yönetiminin yürürlükte olduğu dinamik organizasyonel yapıların kurulmasını ve sürdürülebilir iş modellerinin ortaya çıkmasını sağlamalıdır.

Tedarik zincirindeki potansiyel zorlukları ve riskleri yönetmek işletmelerin yaşam döngüsü içinde hayati önem taşımaktadır. Tedarik zincirlerinin rekabet gücünü artırmak ve zorlukları ve potansiyel riskleri yönetmek için işletmelerin, değişen piyasa koşullarına hızlı uyumlarını (elastikiyetlerini) sağlamak ve tedarik zincirlerinin kırılganlığını en aza indirmek için çaba harcamaları gerekmektedir.

Bu bağlamda, tedarik zinciri risk yönetimi olgusunun farklı boyutlarda ele alınması yeni bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu farklı boyutlar klasik tedarik zinciri değerlendirme yaklaşımına, tedarik zinciri üyelerinin olgunluk seviyelerinin ve elastikiyetlerinin eklenmesinin yanı sıra tedarikçilerin işverenlerini nasıl konumlandırdıklarının da değerlendirilmesi gerekliliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla, işletmelerin tedarik zinciri yönetiminde kullandıkları klasik tedarikçi değerlendirme yöntemlerinin yerine, sağlıklı bir risk değerlendirme yaklaşımı olarak, tedarikçi olgunluk seviyelerinin ve karşılıklı değerlendirmelerin yapılabildiği bütüncül bir değerlendirme sisteminin uygulanması sağlıklı bir sürdürülebilir tedarik zinciri yönetiminin temelini oluşturmaktadır.

Yukarıda belirtilen gelişmeler ve ihtiyaçlar Avrupa Komisyonu’nun “Kurumsal Sürdürülebilir Raporlama Direktifi” teklifi ile de desteklenmektedir. Avrupa Komisyonu’nun halen yürürlükte olan “Finansal Olmayan Raporlama Yönergesinde” değişikliğe gitmek amacıyla, “Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama” ile ilgili teklif tasarısı 21 Nisan 2021 tarihinde kabul edildi.

Yeni Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi teklifinin temelinde, Avrupa Birliği’nin, Komisyonun Sürdürülebilir Finans Eylem Planı doğrultusunda, finans sektörünün Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine ulaşılmasında önemli bir rol oynamasını sağlamak için aldığı bir dizi önlem var. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sürdürülebilir Finans Eylem Planı'nın başarılı bir şekilde uygulanması için şirketlerden maruz kaldıkları sürdürülebilirlik riskleri, insanlar ve çevre üzerindeki etkileri hakkında daha iyi verilerin sağlanmasının önemi nedeni ile bu teklif, şirketleri insanlar ve çevre üzerindeki etkileri konusunda daha hesap verebilir ve şeffaf hale getirerek, iş dünyası ve toplum arasındaki ilişkileri güçlendirmeye de yardımcı olabilmeyi hedefliyor.

Bu teklif, raporlanan sürdürülebilirlik bilgilerinin güvenilirliğinin sağlanması için bir gereklilik getirilmesini de öngörüyor ve ayrıca şirketlerin raporlanan sürdürülebilirlik bilgilerini dijital olarak etiketlemesini de şart koşuyor. Sürdürülebilirlik bilgilerinin kullanıcıları, bu tür bilgilerin dijital formatlarda bulunabilir ve makine tarafından okunabilir olmasını giderek daha fazla bekliyorlar. Dijitalleşme, bilgiyi daha verimli kullanmak için fırsatlar yaratarak hem kullanıcılar hem de girişimciler için önemli maliyet tasarrufları sağlama potansiyeline sahiptir. Dijital etiketleme, sürdürülebilirlik bilgilerinin nasıl kullanıldığını radikal bir şekilde geliştirmek ve dijital teknolojilerin sunduğu fırsatları yakalamak için gereklidir.

Tedarik zinciri yönetiminde yeni kurumsal sürdürülebilirlik ilkeleriyle çevreye ve doğaya saygılı, sorumlu üretim yapan, insan haklarına karşı sorumlu, kurumsal yönetişim prensiplerine uyumlu yönetim ve organizasyon yapısına sahip, şeffaf, hesap verebilir, eşitlikçi, dijitalleşme ile entegre edilmiş ve tedarik zinciri risk yönetimi olgusunu farklı boyutlarda değerlendirerek tedarik zinciri yönetimini başarmış olan firmalar kendilerini geleceğe sağlıklı bir yapı ile taşıma konusunda başarılı olacaklardır.

İş sürekliliğinin sağlanması, rekabet gücünün artırılması, sağlam ve dinamik işveren-tedarikçi ilişkileri yaratarak sürdürülebilir yapılar oluşmasına katkı sağlamak amacıyla kritik öneme sahip tedarik zincirlerinin bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmesi önemlidir.

CGE Kurumsal Yönetim Değerlendirme Merkezi olarak geliştirdiğimiz online “Tedarik Zinciri Sürdürülebilirlik Değerlendirme”, “Tedarik Zinciri Kurum İçi Değerlendirme”, “Tedarikçinin Memnuniyet Değerlendirmesi” ve “Kurumsal Risk Yönetimi Olgunluk Değerlendirme” modüllerimiz ile tedarikçilerin, lojistik sağlayıcıların, bayilerin, müşterilerin de dahil olduğu tüm paydaşların değerlendirilerek yıllık gelişim trendlerinin takip edildiği bir sistemin parçası olma ayrıcalığını kurumsal düzeyde deneyimleyebilirsiniz.

Genel Müdür Yardımcısı

Arzu Firidin

Giriş

Şifremi Hatırlat

Yeni Hesap Oluşturun

Change Language

Sizi Arayalım

Sizi
Arayalım