AB Yeşil Mutabakatı ve İş Dünyasına Etkileri
Komisyonun 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını en az %55 oranında azaltma önerisi, Avrupa'yı 2030 yılına kadar iklim nötr olma yolunda sorumlu bir yola sokarken, AB üyesi olmayan şirketlerin de bu kararlara uyum yükümlülükleri de artıyor! 2050 yılına kadar Avrupa, dünyanın ilk iklim nötr kıtası olmayı hedefliyor.
Avrupa Parlamentosu'nun 24 Haziran 2021 tarihinde onayladığı ve "Yeşil Mutabakat" adı verilen iklim yasasına göre, AB ülkeleri karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 55 azaltmayı, 2050 yılına kadar ise karbon nötr olmayı hedefliyorlar. Söz konusu yasayı onaylayan ülkeler Avrupa pazarına sattıkları ürün ve hizmetlerin karbon salınımını belirlenmiş standartlara göre düzenlemezse, ton başına 30 ile 50 Euro arasında ek vergi ile karşılaşacak.
14 Temmuz 2021'de Avrupa Komisyonu, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarında en az %55 net azalmaya yönelik ara hedef de dahil olmak üzere, 2050 yılına kadar AB'de iklim tarafsızlığına nasıl ulaşılacağını belirleyen bir dizi yasama önerisini kabul etti.
Türkiye'nin yüzde 50'den fazla pay ile en büyük ihracat pazarı olan AB'deki uygulama, Türkiye'nin ihracatını da önemli oranda etkileyecek. Hesaplamalara göre, Türkiye ihracat dünyası Yeşil Mutabakat'a uyumu sağlayacak yatırımları devreye almazsa, ihracatta yıllık 4 milyar dolarlık bir vergi yükü ortaya çıkabilir.
Ülkemizde büyük ölçekli kuruluşlar 2030 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedeflerini açıklarken, Türkiye ekonomisinin yüzde 95'ten fazlasını oluşturan küçük ve orta ölçekli şirketlerin Yeşil Mutabakat'a uygun üretim yapabilmesi için mevcut yapılarını dönüştürme konusunda önemli finansal kaynaklara ve danışmanlık hizmetlerine ihtiyaç duyuyorlar.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, yaptığı bir açıklamada, Türkiye'nin çevre ve iklim değişikliğiyle mücadele konusunda AB standartlarına gelmesi için kişi başına en az 1000 Euro harcaması gerektiğini ve bunun da 80 milyar Euro civarında bir para anlamına geldiğini belirtti.
Bu kapsamda finans sektörünün de bu finansmana katkısını sağlamak ve Paris İklim Anlaşması kapsamında ülkemizce verilen taahhütlerin ve ilan edilen plan ve politikaların etkili şekilde hayata geçirilebilmesinde iklimle bağlantılı risk ve fırsatları etkin şekilde yönetebilen ve sürdürülebilir yatırım ve projeler için gerekli finansmanı uygun koşullarda sağlayabilen bir finans sektörünün tesis edilmesi ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ve “55’e Uyum Paketi” uyarınca sınırda karbon düzenlemesi mekanizmasının mali yükümlülükler doğurmaya başlayacağı ve ülkemiz ekonomik ve finansal sistemi için önemli bir geçiş tarihi olan 2026 yılından önce bankacılık sektörünün adaptasyonunu sağlamak amacıyla BDDK tarafından 24.12.2021 tarihinde “Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı” yayınlandı.
Aynı zamanda SPK tarafından da “Yeşil Borçlanma Aracı ve Yeşil Kira Sertifikası Rehberi” taslak olarak Kasım 2021’de görüşlere sunuldu.
Bu kapsamda hem bankaların fon temininde hem de kredi sağlamasında hem de yatırımların çevre ve iklim değişikliğine uyumunda düzenlemeler ve uygulamaların giderek gelişeceğini görüyoruz.
Kaynak: CGE Web Evidence tarama sonuçları, çeşitli kaynaklar.